19 Mart 2025, Çarşamba

Soylu’dan “HDP’ye Bakanlık” İddiasına İlişkin Açıklama

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TRT Haber’de gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuyor. 

Soylu’nun açıklamalarından satır başları şöyle: 

“Pandemi karşı karşıya kaldığımız bu salgın süreci hiçbirimizin bilmediği bir süreç. Daha önce eleştirildiği şehir hastaneleri sosyal güvenlik kapsayıcılığı olsun bu sürecin belki de bizim açımızdan avantajları. Dünyayı hepimiz gördük. Hastanelerin morglarında insanlar cenazelerini alamadılar. Hastanelere kabul edilmediler. Milletimizin metaneti sabrı cumhurbaşkanımıza yönelik inancı çok yüksek. Baştan beri güvenlik güçlerimiz sağlık çalışanlarımız büyük bir çaba sarf etti. Sağlık sistemimiz hiç SOS vermedi. Çabuk unutuyoruz Avrupa’dan vatandaşlarımız Türkiye’ye geldiler. 

“5 bine düşse de tedbirli olmamız lazım. Kalabalıklardan uzak duralım. Eleştiriliyoruz…’Kudüs meselesinde bir şey söyleseniz.’ Milletin de kendisini boşaltması gerekir. 

“Toplu taşıma işini bu dönemde beceremedik. 

“Hep beraber önemli süreç yaşandı. Eksik olan olmaz mı?  Ben bu dönemin en çok dayak yiyen adamlarından biriyim.

“(Bekçi açıklaması) İdeolojik bir bakış açısı var. Biz bekçileri polis akademilerinde yetiştiriyoruz. Hakikaten 3 aylık eğitim 2 ay da saha eğitimi var. Toplam 5 ay eğitim. Geçmişteki bekçiler hariç olmak üzere. Uyuşturucudan her türlü asayişe kadar.

“Bekçi uyarmış, bekçiyi aralarına alıp dövmüşler. Bekçi de havaya ateş açmış. Ne yapsınlar, bıraksınlar mı? Ya da Aksaray’da… Adam uyuşturucudan yakalanmış, cebelleşiyor sonra da ters kelepçe takılıyor. Ne var bunda?

“Elbette sıkıntılı ne yapan varsa, vatandaşa kötü davrananı ihraç ediyoruz. Sadece polislerden bundan ötürü 500 kişiyi ihraç ediyoruz yılda. Jandarmada 250… Vatandaşa kötü muameleye asla müsamaha göstermiyoruz. Eğer biz disiplini tutamazsak her yerde bir devlet olur.

“23 bin amirimiz vardı, FETÖ’den dolayı kaça düştü biliyor musunuz? 7 bin… E bir sürü bekçi alıyoruz, polis alıyoruz. Bu biraz da usta-çırak ilişkisi gerektiriyor. Kim öğretecek bu çocuklara bu işi? Bir şey kaçırmıyorsam, titiz davranıyorsam sebebi bundandır.

“102 yıl önce yine uluslararası saldırılara maruz kalmış ve buralardan alnının akıyla çıkmış, bizi köleleştirmeye çalıştıkları, bizi kısıtlamaya, yok etmeye çalıştıkları bir dönemden, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm silah arkadaşları, o devrin bütün kahramanları kurtuluş mücadelesiyle bizim burada oturmamızı sağlayıverdi. Ama bir şey bitmedi, o gün emperyalistler hangi planları uyguluyorsa, bugün de emperyalistler aynı planlarını uyguluyor. Şunu söylemem gerekir; 100 yıldır bu saldırganlık devam ediyor ama bu saldırganlığın bir nirengi noktası daha var; Türkiye’yi yönetmemek, yönettirmemek, Türkiye’yi vesayetleri üzerinden istedikleri gibi idare edebilmek. Türkiye terörle mücadeleyle karşı karşıya, son 100 yıldır gayri nizami harp tekniklerinin bütün saldırılarıyla karşı karşıya. Yetmedi, 60 darbesi, 71, 80, 28 Şubat, 27 Nisan, 17-25 Aralık, 6-8 Ekim, 15 Temmuz, en son amiraller bildirisi, bütün bunların tamamı demin söylediğim bu sistem. Bu sistemi iki şeyi tarumar etti; birincisi 15 Temmuz, biri de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi. Bu telaşın temel sebebi, bu ortaya çıkan sürecin temel sebebi tam da 60’da kurulan düzenin bu millet ve Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde tasviyesine yönelik anlayış.

“Bugün Sayın Cumhurbaşkanımıza ‘anti-semitist’ diyenler, 15 Temmuz’un faillerini tutuyorlar. 15 Temmuz’u biz yapmadık, onların talimatıyla oldu. Amerikan Büyükelçileriyle görüşmem mesela, o hatayı bir kere yaptım. Bu ülkeye saygı duymaya başladıkları andan itibaren veririm, çok net.

“Son seçimden bugüne kadar Cumhur İttifakı’nın oyu yüzde 51,5’in altına düşmedi. Aceleleri ve telaşları bu, aldıkları siparişi yetiştiremiyorlar. KONDA’nın araştırması da öyle, bizim yaptıklarımız da öyle. Pandemi geçti, bu kadar saldırı yaptık, Kudüs’ü başkent ilan etttik, ondan sonra döndük Ermeni yasa tasarısını geçirdik, bu adamlar hiç etkilenmiyor. Burada Türkiye bu konuda bir karar vermiş çünkü 60’tan beri yaşayan Türkiye, Başbakanı idam edilen Türkiye, yüzde 8 binlik gecelik faizleri yaşayan Türkiye, Erbakan’ı Kaddafi’nin çadırında diye eleştirip yerin dibine batırmak isteyen bir tablo. Sadece terör silahlı değil, başka bir şey de yapıyor. Yalan ve iftira üzerinden de. Bambaşka bir istikrarsızlık, esas itibariyle emperyalist aklını işlevselleştirmeye çalışıyor. 17-25 Aralık bu milletin istediği gibi değil de, FETÖ’nün ve Amerika’nın istediği gibi bitseydi ne olurdu? Tarih nasıl değişirdi? Yıllarca bir başbakanın ismini ağzına getiremedi bu millet ya. Bizim karşı karşıya kaldıklarımız hiçbir şey. Akşener’in dediği yakışır mı ya? Çocukları katleden, öldüren, savunmasız, masum insanları ortadan kaldıran. Ne yapmış o insanlar? Sayın Cumhurbaşkanımız ne yapmış? Ben geçen hafta İdlib’deydim. Bir gitsin İdlib’e. Tabi yürek ister. Çadırdan altık, beş yıldızlı briket evlere getirdik. 50 yıl sonra, 100 yıl sonra o memleketin evlatları diyecekler ki bizi öldürüyorlardı, Türkler bize sahip çıktı, biz Müslümanız ve komşuyuz. Kimseye bakmadık, herkese el uzattık. Kürt, Türk, Arap hiç bakmadık. Ne yaptın bu ülkeye de, siz Tayyip Erdoğan’ı Netanyahu’yla aynı kareye koyuyorsunuz. Gündem değiştirmek için mi, elinize verilen sipariş mi?

“CHP’nin oyu yüzde 20,5’la 21. Bir yıldır bu bantta oyları. Asimetrik hamleleri biz yaptık. Ne yaptığımızı biliyoruz. Türkiye’yi parlamenter siyaset üzerinden istikrarsızlaştırmaya…

“Eski dünya alışkanlıklarıyla Türkiye’ye elbise giydirebileceklerini düşünüyorlar. Şehit ailelerimiz ne olacak, bu mücadeleyi veren evlatlarımız ne olacak? Bizden giden biri var, bir siyaset partinin başında, başbakanlık da yaptı bu ülkede. O çok isterdi, ‘aslında biz HDP’yle beraber olmalıyız’; bütün işi o. Mesele sadece iki bakanlık değil, hangi bakanlıklar olduğu belli. 6-7 aydan beri konuşuluyor. Biri başkan yardımcılığı direkt Kandil, öteki de Kültür ve Turizm Bakanlığı. Yok derlerse can yakarım. Bunu direkt Kandil söylüyor.”

BU HABERİ GÖRDÜNÜZ MÜ?

Anne ve Kızları Mezarlıkta Ziyaret Ederken Vurdular!

Adana’da yaşanan olayda, Güldane Gerçek isimli kadın, Muzaffer Erkuvan ile geçimsizlik nedeniyle Kadın Sığınma Evi’ne …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir