Kozmopolitik Türkiye'nin İlerici Haber Sitesi
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberine göre, İsrail Başbakanlık ofisi, gazetecilerin kabine toplantılarındaki görüşmelerin ayrıntılarını yayınlamasının önüne geçilmesini ve toplantılardan alıntı yapan gazeteciler hakkında dava açılmasını talep etti. Başbakanlık ofisi, güvenlik gerekçesiyle sansür uygulama yetkisini kısıtlayarak gazetecilere sansür yetkisi vermedi. İsrail hükümetinin hukuk danışmanı Gali Baharav-Miara’nın kabine toplantılarından alıntı yapan gazetecilere dava açılmasına uygun hukuki çözüm olmadığı gerekçesiyle karşı çıkmasının beklendiği belirtilirken, toplantıya katılan bakanlar işaret edilerek, buradan alıntı yapan gazeteciler değil içeriğini sızdıranlar hakkında yasal işlem yapılması gerektiği bildirildi.
Haberde, ilerleyen günlerde konuyla ilgili toplantı yapılacağı belirtilirken, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Kasım 2023’te savaş sırasında askeri gözetimin takdir yetkisini sınırlayacak bir yasa çağrısında bulunduğu aktarıldı. Ayrıca, Askeri Sansür Birimi konusunda Netanyahu’nun tepkisinin olduğu ve Genel Kurmay Başkanı Herzi Halevi ve güvenlik kurumları başkanlarına Askeri Sansür Birimine karşı harekete geçme çağrısında bulunduğu ifade edildi. İsrailli Gazeteciler Sendikasının açıklamasında, Başbakanlık ofisinin gazetecilere dava açılmasına izin verilmesi teklifinin basın özgürlüğüne ciddi bir saldırı olduğu ve demokratik ülkelerde eşi benzeri olmayan ve basın özgürlüğünü ciddi şekilde zedeleyecek antidemokratik bir yaklaşımı teşvik ettiği belirtildi.
Sendikanın açıklamasında, Başbakanın sızdırma problemi olduğunu düşünüyorsa, suç ortaklarıyla ilgilenmesi gerektiği ifade edilirken, Netanyahu’nun ofisinden KAN’ın haberinin konusuna ilişkin açıklama yapılmadığı belirtildi. Bu durum, gazetecilerin sansür uygulamalarına karşı tepkilerini dile getirmelerine neden oldu. Gazeteciler, sansür uygulamalarının basın özgürlüğüne ve demokrasiye zarar vereceği endişelerini dile getirdi. Bu gelişmeler, İsrail’de sansürün artan bir sorun haline geldiğini gösteriyor. Hükümetin sansür uygulamalarını kısıtlamak yerine genişletme yolunda adımlar atması demokratik hak ve özgürlükler konusunda kaygılara neden oluyor.
