Kış mevsiminin sona ermesi ve bahar mevsiminin yaklaştığının habercisi olarak bilinen cemre, geleneksel olarak Hıdrellez ve nevruz kutlamalarıyla birlikte anılmaktadır. Bu yıl, ilk cemre 19-20 Şubat tarihlerinde havaya düşmüştür. Cemrelerin düşüşü, havaya, suya ve toprağa olmak üzere üç aşamada gerçekleşir. İkinci cemre 26-27 Şubat tarihlerinde suya, üçüncü cemre ise 5-6 Mart tarihlerinde toprağa düşer. Her aşama bir hafta arayla gerçekleşir ve bu sayede ilkbaharın müjdesi verilmiş olur.
Cemre kelimesi, Arapça kökenli bir kelime olup “kor” anlamına gelmektedir. Halk arasında ise sıcaklığın artması olarak bilinir. Cemrenin havaya, suya ve toprağa düşmesiyle birlikte sıcaklığın arttığına inanılır. Bu dönem, Hıdrellez ve nevruz gibi kutlamaların başladığı bir dönemdir. Türk kültüründe de önemli bir yere sahip olan cemre, edebiyat ve kültür alanında da yer bulmuştur. Osmanlı döneminde Divan şairleri, cemre zamanlarında övgü şiirleri yazmışlardır ve bu şiirlere “cemreviye” denmektedir.
Anadolu’da yaygın olarak kullanılan geleneksel halk takviminde yıl, “kasım günleri” ve “Hızır günleri” olarak kış ve yaz ayları diye ikiye bölünmektedir. Kasım günleri, 8 Kasım’da başlayıp 5 Mayıs’ta sona ererken, Hızır günleri 6 Mayıs’ta başlayıp 7 Kasım’a kadar sürmektedir. Cemrelerin düşmesi, kıştan bahara geçişin sembolü olarak kabul edilmektedir ve bu dönem kapsamında çeşitli kutlamalar yapılmaktadır.
Bahar mevsiminin yaklaştığının habercisi olan cemre, geleneksel inançlar ve kültürün önemli bir parçasıdır. Cemrelerin düşmesiyle birlikte, havanın ısınması ve doğanın uyanması anlamına gelir. Bu dönem, kutlamalar ve geleneksel ritüellerle karşılanırken, kültür ve edebiyat alanında da etkisi büyük olmuştur. Anadolu’da yaşayan halk için, cemrelerin düşmesi kışın sona erdiğini, baharın ise başladığını müjdeleyen bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilir.