Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün muhalefetten ortak aday olması için yapılan çalışmalarda yer almasına ilişkin çıkan tartışmalarda, “Babacan, kronolojik olarak üç büyük yalan iddiasında bulunuyor. Ama kronoloik, mronolijik değil, Davutoğlu düpedüz Babacan’ı yalanlıyor” düşüncesini dile getirdi.
Babacan’ın “tutuştuğunu, çırpındıkça battığını” savunan Selvi, Babacan’ın yaptığı “2018 cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili üç büyük yalan var” açıklamasını hatırlatarak şöyle devam etti:
Babacan, kronolojik olarak üç büyük yalan iddiasında bulunuyor ya. Ben o dili kullanmayı tercih etmiyorum. Ama kronoloik, mronolijik değil, Davutoğlu düpedüz Babacan’ı yalanlıyor. ‘Sayın Babacan ve Sayın Beşir Atalay bana da gelerek Sayın Gül’ün böyle bir düşüncesi olduğunu ve üç partinin ona destek vereceğini ifade ettiler. Ben de kendilerine, Cumhurbaşkanı’na raporlar sunup yanlışlıkları ifade ettiğimi, AK Parti içindeyken bunları dile getirmeye devam edeceğimi, böyle bir koalisyonun, yani Sayın Gül’ün cumhurbaşkanı adaylığı üzerine bir ittifakın doğmasına pek ihtimal vermediğimi, ama olsa bile bunun AK Parti içindeyken yapılmasını doğru bulmadığımı söyledim’ diyor.
Sayın Babacan, Beşir Atalay ile birlikte, Davutoğlu’nu hangi tarihte ziyaret ettiniz? Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı adayı olmadığını ilan ettiği 28 Nisan tarihinden sonra değil elbette ki? Peki AK Parti milletvekiliyken, Davutoğlu’nu ziyaret edip, Gül’ün adaylığına destek istemek siyasi ahlaka sığıyor mu?
Babacan ile Atalay’ın, Abdullah Gül’ün en önemli iki kurmayı oldukları bilinir. Babacan ile Atalay ikna edemeyince Davutoğlu’nun, Gül’le görüşmesini istiyorlar.
Davutoğlu, “Sayın Gül ile bir görüşme yapmamı rica ettiler, Sayın Gül ile de görüştüm. Sayın Gül de bana böyle bir teşebbüs olduğunu ama ortada net bir tablo olmadığını ifade etti” diye anlatıyor.
Demek ki neymiş, ortada kronolojik bir siyasi ikiyüzlülük varmış.”
Babacan ne demişti?
Babacan, konuyla ilgili çıkan tartışmalara ilişkin olarak şunları söylemişti:
“Diyorlar ki ‘Önce Tayyip Erdoğan için adaylık imzası attı, sonra CHP’nin adayını destekledi. Bir de bunu gizli yaptı’. Burada üç büyük yalan var. Baskın seçim döneminde cumhurbaşkanının bağımsız ve tarafsız olması birinci tercihimdi. 100 bin imzayla aday olup diğer partiler tarafından desteklenmesinin Türkiye için çok daha iyi sonuçlar getireceğine inandım. ‘Hem AK Parti milletvekili hem de başkasına destek veriyor’ diyorlar. Başkası kim? AK Parti’nin kurucusu, birinci başbakanı ve birinci cumhurbaşkanı. 9 gün içinde birinci tercihim gerçeklemeyince ikinci tercihim olan, AK Parti’nin ikinci başbakanı ve ikinci cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’la ilgili grup kararına katıldım. Zaten grup kararlarının bağlayıcı niteliği var. Sayın Gül’ün adaylık işi kesinlikle olmadıktan sonra ikinci tercih olarak Sayın Erdoğan’ı destekledim.”