Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Sedat Peker ve Süleyman Soylu arasındaki tartışmaya değindi. Özdağ, Soylu’ya çağrıda bulundu.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, suç örgütü elebaşı Sedat Peker ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasındaki tartışmalara değindi. Sedat Peker’in iddialarının yargı mensuplarınca neden dikkate alınmadığını aktaran Özdağ, “Süleyman Soylu, sana yazıyorum” diyerek Soylu’ya seslendi.
Özdağ’ın sosyal medyadan Soylu’ya yönelik çağrısı şöyle:
“Süleyman Soylu, sana yazıyorum. Sedat Peker sistemi sallamaya devam ediyor. Çok vahim iddialarda bulunuyor. Söz ve iddialarını delillendirerek söylüyor.
Bu sözlerin, suçlamaların muhatabı muhalefetten biri olsa muhtemelen şimdi Türkiye’de kıyamet kopuyor olurdu.
Ama hiç bir şey olmuyor. Niçin? “Nasıl olsa Kemal Kılıçdaroğlu gibi ağabeyin var.
Nasıl olsa Meral Akşener gibi ablan var Nasıl olsa Ali Babacan gibi kardeşin var. Nasıl olsa Ahmet Davutoğlu gibi hocan var.”Demişsin.Bak iyi dinle,kulağına küpe yap,olur mu?
Peker cinayet diyor, rüşvet diyor, çökme diyor, kokain ticareti diyor, fakat yargı hala sağır. Yargı bunların üzerine gitmeyecekse neyin üzerine gidecek?
Kokain ticareti suç değil mi?
Elazığ’da intihar eden veya intihara sürüklenen gencecik kızın hayatı hukukun ilgi alanına girmiyor mu?
FETÖ bahanesi ile onun bunun malına çökmenin hukuki bir müeyyidesi yok mu? Adalet kısa bir süre tatile çıksa da bu iddialar er geç yargı önüne gelecektir. Devlet bazen uygun zamanı bekler ve o uygun zaman da geliyor.
Türkiye Cumhuriyeti bu sistemi daha fazla taşıyamaz. Ya devletten vazgeçilecek ya da devlet var olmak için yargıyı devreye sokacaktır.
Peker’in son kaseti İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili.(Kiminle ilgiliymiş Soylu? Laf ebeliği yapma,algı mühendisliğine soyunma.)Peker Soylu’ya temiz Süleyman diyerek kirlilik imasında bulunuyor.
Kendisine Nisan ayında dönme taahhüdünde bulunan, koruma veren, haber gönderen kişinin Soylu olduğunu, istifasının tamamen düzmece olduğunu söylüyor.
Bu iddialar yenilir yutulur değil. Daha önemlisi bir İçişleri Bakanının İstanbul’a ben karışmıyorum, oraya Berat karışıyor şeklindeki ifadesidir.
Bunların ne kadarı doğru ne kadarı yanlış buna karar verecek olan yargıdır. (HSK’nu, savcıları, Adalet Bakanı’nı gören var mı?)”