CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, bugün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Erzincan’da, İliç’te Anagold firması tarafından işletilen altın madeninde meydana gelen maden kazasını değerlendirdi. 9 işçinin liç yığınları altında kalarak hayatlarını kaybetmeleri karşısında büyük üzüntü duyduklarını ifade etti. Günaydın, bu facianın çok yönlü araştırmayı gerektirdiğini ve göz göre göre önlenebilir bir durum olmasına rağmen alınmayan tedbirler sonucunda meydana geldiğini belirtti.
Günaydın, TBMM’de görüşülmekte olan madencilikle ilgili düzenleme hakkında da konuştu. Bu liberal düzenleme ile ilgili kamuoyunda duyarlılık azaldığında tekrar gündeme getirilebileceği uyarısında bulundu ve Türkiye’nin doğasını, insanını, ekosistemini koruma meselesi olduğunu vurguladı.
Günaydın’ın belirttiğine göre, İliç’te meydana gelen altın madeni faciası siyanürle yapılan bir madencilik faaliyetinin sonucuydu. 2000 yılında Romanya’da yaşanan bir siyanür felaketi sonrasında Avrupa Birliği ülkeleri siyanürle altın madenciliğine son verirken, Türkiye’de hala bu faaliyetlerin devam ettiğini belirtti. Bu faaliyetlerin çevre felaketlerine yol açabileceğini ifade etti.
Ayrıca, Günaydın ÇED raporlarının Türkiye’de gerçekçi olmadığını ve bu raporlar verilirken sahipleri zengin etmek için kullanıldığını dile getirdi. İliç’te yaşanan facianın ardından bu raporları verenlerin ve onları onaylayanların sorumluluklarının sorulması gerektiğini belirtti.
Günaydın, altın madencilik faaliyetlerinin ülkeye herhangi bir faydasının olmadığını, yabancı şirketlerin büyük oranda kazanca sahip olduğunu ve çıkartılan altının neredeyse tamamının onlara gittiğini, bu durumun Türkiye’nin doğasını ve insanını ranta kurban ettiğini ifade etti. Yabancı firmaların Türkiye’deki halkla ilişkiler faaliyetlerini, bürokrasideki izinlerini, siyasetle ilişkilerini düzenleyen rant ortaklığının olduğundan bahsetti ve bu durumun Türkiye’nin altını diğer ülkeler tarafından paylaştırıp, doğa felaketlerini Türkiye’ye bıraktığını ifade etti.