2024 yılı borsadaki şaşırtıcı bir dinamizmle hatırlanacak: Euro, zor bir ilk yarıdan sonra Amerikan dolarına karşı kendine geldi. Bu dönüş, birkaç ay önce Euro’nun daha da zayıflayacağını düşünen birçok analisti şaşırttı.
Euro’nun beklenmedik bir şekilde toparlanması
2024’ün başlangıcı Euro için kolay olmadı. Fed’in sıkı para politikasıyla güçlenen dolar karşısında, Avrupa para birimi yılın ilk altı ayında değerinin %3’ünü kaybetti.
Bu durumun büyük ölçüde Euro bölgesindeki ekonomik yavaşlama ve Avrupa Merkez Bankası’nın Haziran ayında faiz oranlarını düşürme kararı ile açıklanabilir. Teoride, daha düşük faiz oranları bir para biriminin çekiciliğini azaltır, çünkü yatırımcıları başka getiri aramaya teşvik eder.
Ancak durum Temmuz ayında değişmeye başladı. Euro Haziran ayının sonunda borsada 1,07 doların altında işlem görürken, birkaç hafta içinde tekrar güç kazanarak 1,11 dolara ulaştı. Bu yükselişin temel nedeni, Amerikan ekonomik verilerinde beklenmedik bir zayıflama nedeniyle doların zayıflamasıdır.
Bu veriler arasında, Temmuz ayındaki istihdam raporu özellikle kötü karşılandı, piyasalarda panik yarattı ve Fed’in faiz indirimleri konusundaki beklentileri güçlendirdi.
Faiz indirimi beklentileri: Euro için bir itici güç
Euro’nun dolar karşısındaki toparlanması, Amerika’da faiz oranlarının beklenenden daha fazla düşeceği beklentilerine dayanmaktadır. Ağustos ayının başından bu yana, yatırımcılar Amerikan faiz oranlarının beklentilerden daha belirgin şekilde düşeceğini öngörüyor, bu da doları baskı altına alıyor.
CME Group’un Fedwatch aracına göre, piyasa artık yıl sonuna kadar faiz oranlarında 100 baz puanlık bir düşüş bekliyor, oysa Temmuz’da beklentiler yalnızca 50 baz puan üzerineydi.
Bu bakış açısı, Euro’yu güçlendirdi çünkü Amerikan faiz oranlarının düşmesi dolar ile Euro arasındaki getiri farkını azaltır, bu da Euro’yu daha çekici hale getirir.
Ayrıca, Japonya Merkez Bankası’nın Temmuz sonunda faiz artırmasının yankıları, yatırımcıların daha yüksek getiri sağlayan para birimleri satın almak için dolar satmalarına neden oldu. Bu durum doları düşürdü ve dolayısıyla Euro’yu yükseltti.
Ancak, UBS gibi bazı analistler dikkatli olmaya devam ediyor. Eurodoların “adil değerinin” 1,095 civarında olduğunu belirtiyorlar, bu da Euro’nun kısa vadeli olarak aşırı değerli olabileceği anlamına geliyor.
Fed Başkanı Jerome Powell’ın gelecek konuşması da piyasa görünümlerini etkileyebilir ve beklenenden daha az uyumlu olabilecek bir ton olasılığı da vardır.
Gelecek için hangi perspektifler var?
Şimdi sorulan soru, Euro’nun dolara karşı yükselişini sürdürebilip sürdüremeyeceğidir. Bank of America’ya göre, Euro, yıl sonuna kadar borsada 1,12 dolara ulaşabilir, mevcut seviyesine göre hafif bir artış.
Ancak, UBS, Euro’nun ekonomik temellerini aşabileceğini uyarıyor, bu da Amerikan ekonomisinin beklenenden daha güçlü bir toparlanma göstermesi durumunda Euro’nun gerileyebileceğini düşündürüyor.
Maliyetle ilgili olarak, Eurodolar çiftini etkileyebilecek diğer faktörler de olabilir. “Carry trade” faktörü, merkez bankalarının kararlarına ve gelişmekte olan piyasalardaki hareketlere bağlı olarak önemli bir rol oynamaya devam edebilir. Ayrıca, Avrupa ve ABD’deki coğrafi ve ekonomik gelişmeler, izlenmesi gereken temel değişkenler olmaya devam edecektir.